top of page

TARSUSÇA :))

Hoşşik: Yalaka, yağcılık yapan, ukala...

Malamat etmek: Rezil etmek, mundar etmek, perişan etmek gibi anlamlar barındırır.

Dinelmek: Ayakta kalmakGıllik,

gıllicik: Küçük, küçücük, minicik

Zebil gibi: Çok, gereğinden fazla

Hatın kız: Hanım kız

Bahele: Bak hele

Zaar: Zahir, herhalde, öyle görünüyor

kiKele: Ayol

Aval aval bakma: Aptal aptal bakma,

Cibilliyeti bozuk: Geçmişi bozuk (soyu anlamında)

Bici bici: Çukurova'ya özgü, nişasta, gül suyu ve buzla yapılan bir tatlı

Gadasını almak: Derdini, belasını almak (Gadanı alam ya da gadasını aldığım şeklinde kullanılır)

Garpız : Karpuz

Gındırık : Aralık

Bayahtan : Az önce, demin

Aboov!.. : Bir şaşırma ünlemi.

Ağzına ökenmek: (Birinin) konuşmasıyla (onu taklit ederek) dalga geçmek.

Alganlı: Sadece kağıt ile yapılan, basit uçurtma.

Allöş: Bir şaşırma nidası (neşeli, sevindirici durumlarda kullanılır)

Anarya gitmek: Geri geri, arka arka gitmek.

Anarya: 1- Geri, arka. 2- Arabada, geri vites.

Araya gitmek: Ziyan olmak, heder olmak.

Aşörtmen: Eşofman

Avlu: Bahçe

Bakele / Bahele: Bakar mısın?

Balcan, baldırcan: Patlıcan

Banadura: Domates

Bandırma: Üzüm pekmezi ve cevizle yapılan bir tatlı türü.

Bayak – bayaktan: Az önce.

Bıldır: Geçen yıl.

Bocit / bodic: Bakırdan yapılmış sürahi

Boşboşcu: Eski (Amerikalı eskisi) eşya satıcısı

Böbü: Zehirli ve büyük örümcek.

Böcük: Böcek

Carcur: Şarjör

Cardon: Büyük sıçan.

Cere: Topraktan yapılmış, kulplu küçük küp.

Cılk: Çürük

Cıncık: Cam, cam parçası

Cırlavuk: Ağustos böceği

Cillop: Yeni, parlak, gösterişli.

Cimcik: Çimdik.

Cimciklemek: Çimdiklemek.

Cinbit: Açıkgöz, cin gibi, cingöz.

Cücük: Kuş, yavru kuş.

Cülük: Civciv

Çapıt-çaput: Bez.Çiğit: Pamuk çekirdeği.

Çimmek: Yıkanmak, banyo yapmak, yüzmek.

Çingil: Süt ve yoğurt taşımakta kullanılan saplı metal kap.

Çomça (çömçe): Kepçe.

Çul: Kilim.

Dakka: Gulle oynarken atışlarda kullanılan en değerli gulle.

Dalabı olmak: Bağımlısı (müptelası) olmak.

Dam: Evin, binanın damı (Çatı değil!)

Dandik: Sıradan, işe yaramaz, uyduruk.

Daşşakkapan: Bukalemun.

Debbe: Bakırdan yapılmış, kapaklı sürahi, güğüm.

Dene: Tane

Denni?: Değil mi?

Depik: Tekme

Deyha: İşte orada

Dıkılmak: (İçeri) girmek.

Dinelmek: Ayakta durmak, dikilmek.

Döş: Göğüs.

Dulda: Kuytu, korunaklı (yer)

Eftik: Sıradan, değersiz, önemsiz.

Eke: Kibirli, ukala, bilmiş bilmiş konuşan, kimseyi beğenmeyen.

Elöpen: Küçük kertenkele.

Emmi: Amca.

Enee enek: Kârın ve zararın başa baş olması.

Essah: Gerçek, doğru

Evdeci: Çiftlikte yaşayan, çiftliğin alışverişini yapan, çalışanlara yemek pişiren görevli.

Falafoş: 1- Yalama, laçka. 2- (Argo) Kötü kadın.

Fallik: Hafif meşrep, oynak kadın.

Felfel: Şaşkın, şaşırmış, aptallaşmış.

Fıcıtmak: Fırlatıp atmak.

Fırıldak / Fırındak: Düzenbaz, güvenilmez, sahtekar.

Fırındak: Topaç.

Galle: Kasa.

Gıcık almak / Gıcık kapmak: (Birisinden) Haz etmemek, sevmemek.

Gıllik: Küçük, minik.

Gıpraşmak: Kımıldamak.

Gıran: 1- Hastalık. 2- Yaramaz çocuk.

Gidişmek: Kaşınmak.

Gişi: Koca, bey.

Gottik: Kısa boylu.

Gulle: 1- Misket, bilye.2- (Argoda) Top, homo, gay…

Gunnamak: Doğurmak, yumurtlamak.

Hapap: Takunya

Hayma: Üzerinde asma dallarının toplandığı çardak.

Helke: Kova

Hipo: Çamaşır suyu.

Hırpo: Enayi, salak, ahmak.

Hop: Sırt.

Hoşşig: YalakaIa:

BirazIhmak: Diz çökmek.

Irgat: Tarlada çalışan işçi.

İllengeç: Yangeç.

İrişkin: Sucuk.

Kapçıklamak: Avuçlamak.

Kargı: Kamış.

Karsambaç: Rendelenmiş buz, pudra şekeri ve kırmızı boyalı su ile yapılan bir çeşit tatlı.

Kasnaklı: Kamış iskelet ve kağıt ile yapılan uçurtma.

Katmak: Koymak, doldurmak, vermek.

Kele: Kadınların kullandığı bir ünlem, ayol.

Kelep: Uçurtmanın ipinin (bir deyneğe) sarılı hali

Kertiş: Büyük kertenkele.

Kevmek: Ütmek.

Kölge: Gölge

Köşker: Ayakkabı tamircisi.

Kuş: Uçurtma.

Lastik: Spor ayakkabısı.

Löbbüş: Büyük, gösterişli parça.

Malafat: Erkeklik organı.

Malamat: Kötü durum, rezil, kepaze.

Manıh: Kedi yavrusu.

Mısmıl: Uygun, kabul edilebilir.

Mintan: Gömlek.

Mitil: Yatak, yorgan.

Muşamba: Naylon.

N’dek?: Ne yapalım?

Naylon: Traktör römorku

Nünük: Salyangoz.

Obir: Diğer, öteki.

Öllöz: Uyuşuk, miskin, mıymıntı.

Pantol: Pantolon.

Pendir: Peynir.

Peşkir: Havlu

Pırtmak: (Bir yerden) kayıp, fırlayıp, kurtulmak.

Sası: Tatsız, yavan

Sınıkçı: Kırık, çıkık tedavisi yapan kişi.

Sırımak: (Yorgan) dikmek.

Sırt: Giyecek, kıyafet.

Silme: Ağzına kadar dolu.

Soyka: 1- Yaramaz, haylaz (çocuk) 2- Erkek cinsel organı.

Şoora: Şurası.

Teker: Bisiklet.

Tike: Kuşbaşı

Tombili: Omuz(lar)

Tosbaa: Kaplumbağa.

Urup: Çeyrek, dörttebir

Uz: Sinsi

Velespit: Bisiklet.

Yazı: Düz alan, tarla, ova.

Yuka ekmek: Yufka ekmek.

Yuka: İnce, engin, sığ, alçak.

Yumak: YıkamakYumuş:

İş, hizmet, görev.

Yunmak: Yıkanmak

Zaar: Sanırım, galiba, belki…

Zıypacak: Kaydırak.

Zıypak: Kaygan.

Zıypmak: Kaymak.

Zibil: 1- Çöp. 2- Gereğinden fazla 3- Çok fazla olan, bol.

Zibillik: Çöplük.

Ziplemek: Saplamak.

Ziv ziv gezmek: Boş boş, amaçsızca ve çok gezmek.

Zort çekmek: Bir şeyle dalga geçmek, tiye almak için eller yardımıyla ağızdan çıkarılan sesle yapılan eylem.

Zortluk olmak: Dalga geçilecek duruma düşmek.

Zumzuk: Yumruk.

© 20203 by THE GYM. Proudly created with Wix.com

  • https://plus.google.com/117167403531
  • Twitter Square
  • facebook-square
bottom of page